Türkiye-Azerbaycan kardeşliğine “paralel ermeni gölgesi”…
Ermeni diasporası Türkiye ile Azerbaycan arasına nifak tohumu sepmek için gece-gündüz demiyor. Ermeniler`in şuanki propogandasına dikkat ettikte, sanki 100 yıl önce sınırlar kapanmış, “Dağlık Karabağ” diye de bir cumhuriyet varmış, onların kavgasını aparıyorlar…
Kendileri de biliyor ki, 100.yıl`dan birşey çıkmaz, onun için daha somut birşeyler koparmak peşindeler…
Bunun için “mühürlü kapı”`ya saldırıyor, PKK içindeki kripto ermenilerle birlikte Kobani ile Karabağ`a beraber veryansın ediyorlar. Sözde yanlışlarla bilincaltına Karabağ`dakı bölücüleri aklamağa, Ermenistan`ın bile tanımadığı bir grub`u Türkiye kamoyuna “devlet” diye pazarlamağa çalışıyorlar…
Kendileri yetmiyormuş gibi, Papa Francesco`nu da ortak koşmuşlar yalanlarına… Papa konusu tam bır fıkralık hikaye…
***
“Papa Francesco hala dönmedimi Vatikan`a?” Seferinin 2.günü sordum, arkadaşlara..
“Yarın dönmeli” cevabını alınca, “ya bu kadar Türkiye`de kalması hayıra elamet değil” diye, espiri yaptık…
Meğer Papa`nın Türkiye`ye mesajı varmış… Ve o mesaj için altı değerinde üç gününü harcamış, ama malasef diyemeden geri dönmüş ki…
Ayağının tozuyla bu açıklamayı yapmış: “Benim asıl kalbimde olan, Türkiye-Ermenistan sınırı. Keşke o sınır açılsa, o kadar güzel bir şey olur ki. Ben o bölgede, sınırların açılmasını kolaylaştırmayan jeopolitik problemler olduğunu biliyorum, ama bu halklar arasında uzlaşma olması için dua edelim”.
Ben bırakın Papa`yı, bir hıristiyanla dua etmekten korkuyorum…
Aklıma hep Kenya’nın kurucu devlet başkanı Jomo Kenyatta`nın “Batılılar Afrikaya geldiklerinde bizim topraklarımız Hıristiyanların ise İncilleri vardı. Hıristiyanlar bizden gözlerimizi kapayarak dua ve ibadet etmemizi istediler. Gözlerimizi açtığımızda bizim ellerimizde İnciller vardı, onların ayaklarının altında ise bize ait topraklar.”
Şimdi Papa Avrupa Birliğinin türk basınında güncel konu olarak tutulması için 2 milyon evro para ayrılan Türkiye-Ermenistan ilişkileri için dua istiyorsa, muhakkak bunun içinden bir çapanoğlu çıkacaktır…
***
Malasef, hem Türkiye`yi, hem Azerbaycan`I zor bir sürec beklemektedir… Çünki sözde soykırım`ın 100.yıldönümünü elde bayrak tutan ermeni diasporası bu zamana kadar görülmemiş bir biçimde saldıracaklar… Yukarıda belirtdiğim gibi, 100.yıl yalanı ile en azından sınırı açmağı koparmak peşindeler…
Papa`dan önce ABD 2.Başkanı Joe Biden Türkiye`deydi. Onun da gündem maddelerinden birisi sınırın açılması idi… Putin bu konuya değindimi, bilmiyoruz. Çünki onun gündemi bir hayli yoğun idi. Ama sözarası o da bir şeyler demiştir…
Ayrıca, Biden`in geldiği gün Ankara`da “Mühürlü Kapı: Türkiye-Ermenistan Sınırının Geleceği Konferansı” yapıldı… Zamanlama manidar…
Biden geldiği gün “Mühürlü kapı” Ankara`da gündem maddesi yapılıyor, Papa ise giderken bu konuda temennisini dile getiriyor… Bütün bunlar bize bu tablo`yu net görmekte yardımcı oluyor… “2015`te kimlerden saldırı beklenmeli” sorusuna net cevaptır, aslında bu…
***
Azerbaycan durumdan rahatsız… Türk medyasını bir renkte gören Azerbaycan ülkedeki Paralel Yapı uzantılarının da kışkırtmalarıyla Türkiye iktidar`ının ermenilerle anlaşarak, Azerbaycan`ı satdığı kanaati oluşuyor. Erdoğan`la Aliyevin defalarca bu konuda beraber görüş belirtmelerine ragmen hala birileri Erdoğan`ın Azerbaycan`ı satacağını fısıldıyor…
2009 aslında bir milattı. Bugünlerde yapılacakların antermanı yapılıyordu… Ama kimse Türk medyası neden böyle tavır aldı, niçin ard-arda Azerbaycan`I rahatsız eden yazılar yayılıyor diye araştırılması lazım… O zaman bu sözde “barış elçisi” gazetecilerin nasıl Amerikan Doları veya Avrupa evrosu karşısında renk değiştirdiklerini görecekler…
Evet, 2009’dan beri yürütülen Türkiye-Ermenistan Gazeteci Diyalog Programı’nın altıncısı, Danimarka Dışişleri Bakanlığı’nın ‘My Media’ programı desteği ile gerçekleşse de, bu program katılımcıları arasında Açık Radyo, Agos, Altyazı, BirGün, CNN Türk, Habertürk, Milliyet, Radikal ve ZAMAN’dan gazeteciler katıldı…
Bu ve benzeri tüm projeler büdcesi 2 milyon evro olan Ermenistan-Türkiye Normalleşme Süreci Destek Programı tarafından gerçekleşiyor.
Ermenistan-Türkiye Normalleşme Süreci Destek Programı, Avrupa Birliği İstikrar Aracı desteği ile, Ermenistan ve Türkiye’den sekiz sivil toplum kuruluşundan oluşan bir Konsorsiyum tarafından gerçekleştirilmektedir.
Resmi bilgi şöyledir:
“AB desteği ile iki ülkeden sekiz sivil toplum kuruluşu tarafından hayata geçirilen Ermenistan-Türkiye Normalleşme Süreci Destek Programı`nı yürütecek Konsorsiyum, Ermenistan’dan Civilitas Foundation (CF), Eurasia Partnership Foundation (EPF), Public Journalism Club (PJC), Regional Studies Center (RSC); Türkiye’den Anadolu Kültür, Türkiye Ekonomi Politikaları Araştırma Vakfı (TEPAV), Helsinki Yurttaşlar Derneği (hYD) ve Hrant Dink Vakfı’ndan oluşmaktadır.
Proje`nin destekçileri:
Avrupa Birliği
Avrupa Dış Eylem Servisi (EEAS)
Avrupa Birliği Ermenistan Delegasyonu
Avrupa Birliği Türkiye Delegasyonu
Avrupa Birliği Gürcistan.
Ocak 2014’te başlayan ve 18 ay boyunca devam edecek program, 2 milyon Avro bütçeye sahip”.
Bu kadar açık ve net!
Herşey zaten ortada…
Projenin destekçilerine baktığında neden Papa`nın bu oyuna katıldığını çözmek te sorun değil…
Adamlar bir kere sınırın açılması için Konsorsiyum bile kurmuş ve sona kadar direnecekler… Belki kendilerinin de Türkiye`den koparmağa çalıştıkları da budur…
Bizim yapmamız gereken ise bu dıreniş ve fitne karşısında birlik ve beraberliği korumak…
Türkiye ile Azerbaycan sadece bir millet, iki devlet değil. Bir-birine bağlı birer ruh ekizidir…
Birinin ayağına taş değse, diğerinin kalbi ağrıyor…
Biz bunu Çanakkale`de de gördük, Karabağ`da da, Bakü`de de, Erzurum`da da…
Ekizlerin kiymetini bilelim…
Fitne`ye karşı dikkatli olalım…